Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Sen ondan daha uzun boylusun.
- You are taller than she.
Sen benden daha uzunsun.
- You're taller than me.
Sen ondan daha uzun boylusun.
- You are taller than she.
Siz ondan daha uzun boylusunuz.
- You are taller than her.
O, babasından daha uzun boyludur.
- He is taller than his father.
Siz ondan daha uzun boylusunuz.
- You are taller than she.
Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.
- Tom tried climbing the tall tree.
Fuji Dağı Japonya'nın en yüksek dağıdır.
- Mt. Fuji is Japan's tallest mountain.
Eyfel kulesi ne kadar yüksekliktedir?
- How tall is the Eiffel Tower?
Bu dağ 3000 metre yüksekliktedir.
- This mountain is 3000 meters tall.
Böyle abartılı bir hikayeye inanmamı bekleme!
- Don't expect me to believe such a tall story.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
- The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Ben beş fit, iki inç boyundayım.
- I am five feet, two inches tall.
Tom yaklaşık altı fit boyunda.
- Tom is almost six feet tall.
... tall to ride Giant Dipper. ...
... They're so tall, they disrupt weather patterns ...