Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır.
 - Columns provide a solid foundation.
Sizin fikrinizin hiç temeli yok.
 - Your idea has no foundation at all.
Bu iddialar bir bilimsel dayanaktan yoksun.
 - These claims lack a scientific foundation.
O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
 - He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Bu İncil, Avustralyalı bir vakıftan geldi.
 - This Bible came from an Australian foundation.
O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
 - He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
 - So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.