Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
 - Tom could hear helicopters overhead.
Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.
 - The church is on the hill overlooking the city.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
 - Tom pulled his cap down over his eyes.
Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.
 - The party was all but over when I arrived.
1920 yazına doğru Kızıl Panik bitmişti.
 - By the summer of 1920, the Red Scare was over.
Oğlunun ölümü üzerine ağladı.
 - She wept over her son's death.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
 - He wept over his daughter's death.
Sevdiğin birinin kaybına çok uzun süre ağlama.
 - Don't mourn over the loss of your loved one too long.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
 - I'm the type who likes to think things over very carefully.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
 - Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
 - Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
 - Over 300 people were arrested.