the process of storing data in a particular location in memory 4, p32

listen to the pronunciation of the process of storing data in a particular location in memory 4, p32
English - Turkish

Definition of the process of storing data in a particular location in memory 4, p32 in English Turkish dictionary

writing
yazım

Konuşmam ve dinlemem, yazım kadar iyi değildir. - My speaking and listening are not as good as my writing.

Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır. - The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.

writing
yazı

Gerçekten bu anlaşmayı yazılı olarak kayıt altına almanız gerekir. - You really should get this agreement down in writing.

O şimdi bir mektup yazıyor. - She is writing a letter now.

writing
hat

Birkaç hata dışında yazınız iyi. - Your writing is good except for a few mistakes.

Ona yazdığımı hatırlıyorum. - I remember writing to her.

writing
(Bilgisayar) yazıyor

Bir mektup yazıyorum. - I'm writing a letter.

O, bu sabahtan beri şiirler yazıyor. - He has been writing poems since this morning.

writing
yazarak

En iyi satan romanı yazarak bir servet yaptı. - He made a fortune by writing a best selling novel.

O yazarak hayatını kazanır. - He earns his living by writing.

writing
yazılı eser

Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı. - There were a lot of writings about homosexuality.

writing
(Bilgisayar) yazılıyor
writing
{f} yaz

Okumayı yazmaya tercih ederim. - I prefer reading to writing.

Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir. - Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.

writing
yazarlık

Tom son üç yıldır yaratıcı yazarlık eğitimi veriyor. - Tom has been teaching creative writing for the past three years.

writing
telif
writing
sumen
writing
the writing on the wall tehlike belirtisi
writing
{i} kitap

O da bir kitap yazıyor. - He is also writing a book.

O şimdi bir kitap yazıyor. - He's writing a book now.

writing
eser

Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı. - There were a lot of writings about homosexuality.

writing
tahrir
writing
Yazılan
writing
writing pad bloknot
writing
{i} yazı yazma

Yazı yazmaktan usandım. - I'm tired of writing.

Fotoğrafçılık ışık ile yazı yazmaktır. - Photography is writing with light.

English - English
writing