Değişmek için asla çok geç değildir.
 - It's never too late to change.
İnsanları değiştiremezsin. Onlar kendileri değişmek zorundalar.
 - You can't change people. They have to change themselves.
Tren geç vardığı için onlar programını değiştirmek zorunda kaldılar.
 - They had to change their schedule because the train arrived late.
Tom değiştirmek için isteksiz gibi görünüyor.
 - Tom seems to be unwilling to change.
Programımızda bir değişiklik yapamayız.
 - We cannot make a change in our schedule.
İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
 - Man's skin is very sensitive to temperature changes.
AIDS araştırma dünyasında yer alan tüm değişiklikleri takip edemem.
 - I can't keep track of all the changes taking place in the world of AIDS research.
İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
 - Man's skin is very sensitive to temperature changes.