Yalan söylemek yanlıştır.
 - To tell a lie is wrong.
Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır.
 - Telling lies is a very bad habit.
Şehir Londra'nın doğusuna uzanmaktadır.
 - The city lies east of London.
Tom bütün gün yatakta uzanmaktan başka bir şey yapmadı.
 - Tom did nothing but lie in bed all day.
İşte sorun burada yatmaktadır.
 - That's where the problem lies.
Ben yatmak istiyorum.
 - I'd like to lie down.
Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı.
 - He lost his position just because he refused to tell a lie.
Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır.
 - When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.
Şehir Londra'nın doğusuna uzanmaktadır.
 - The city lies east of London.
Ada Japonya'nın batısına doğru uzanır.
 - The island lies to the west of Japan.
Şehir bir dağın eteğinde yer almaktadır.
 - This city lies at the base of a mountain.
Alman Alpleri'nde ağaçların bittiği yer yaklaşık 1800 metre yükseklikte yer almaktadır.
 - The treeline in the German alps lies at an elevation of about 1800 meters.