the particular occupation for which you are trained

listen to the pronunciation of the particular occupation for which you are trained
English - Turkish

Definition of the particular occupation for which you are trained in English Turkish dictionary

calling
(Bilgisayar) aranıyor
calling
çağırarak
calling
çağıran
calling
(Bilgisayar) arıyor

Sizi Bay Kimura diye birisi arıyor. - A Mr. Kimura is calling you.

Almanya'dan mı arıyorsun? - Are you calling from Germany?

calling
{i} çağırma

Güvenliği çağırmaktan rahatsız olma. - Don't bother calling security.

Tom onu ilk adı ile çağırmamı bırakmamda ısrar ediyor. - Tom insists I stop calling him by his first name.

calling
tutku
calling
heves
calling
ticari ünvan
calling
istek
calling
{i}

Tom, Mary'nin onu iş yerinde aramasından hoşlanmıyor. - Tom doesn't like Mary calling him at work.

Karımın beni iş yerinde aramasından hoşlanmam. - I don't like my wife calling me at work.

calling
{i} meslek
calling
{i} seslenme

Kral, bana çocuğun olarak seslenmeyi kes. Tanrı aşkına ben otuz iki yaşındayım! - King, stop calling me your boy. I'm thirty-two, for God's sake!

calling
meslek/heves
calling
call ara/uğra/çağır
calling
{i} davet
calling
(isim) seslenme, çağrı, davet, telefon etme; meslek, iş, görev aşkı
calling
{i} çağrı

O, yardım çağrısı yapan birini duydu. - She heard someone calling for help.

Birisinin yardım çağrısında bulunduğunu duydum. - He heard someone calling for help.

calling
{i} telefon etme
English - English
calling
career
vocation
the particular occupation for which you are trained

    Hyphenation

    the par·ti·cu·lar oc·cu·pa·tion for which you are trained

    Turkish pronunciation

    dhi pırtîkyılır äkyıpeyşın fôr hwîç yu ır treynd

    Pronunciation

    /ᴛʜē pərˈtəkyələr ˌäkyəˈpāsʜən ˈfôr ˈhwəʧ ˈyo͞o ər ˈtrānd/ /ðiː pɜrˈtɪkjəlɜr ˌɑːkjəˈpeɪʃən ˈfɔːr ˈhwɪʧ ˈjuː ɜr ˈtreɪnd/
Favorites