Kardeşlerin her ikisi de dışarıdalardı.
 - Both the brothers were out.
Tom ve kız kardeşi her ikisi de bu üniversitede öğrenciler.
 - Tom and his sister are both students at this university.
Kardeşlerin ikisi de öldü.
 - Both of the brothers are dead.
Kardeşlerin her ikisi de dışarıdalardı.
 - Both the brothers were out.
Onların her ikiside evli değil.
 - They are both unmarried.
O, her iki bacağından felçlidir.
 - She is paralyzed in both legs.
Tom ve karısı kıt kanaat geçinmek için her ikisi çalışmak zorunda.
 - Tom and his wife both have to work to make ends meet.
Kardeşlerin ikisi de öldü.
 - Both of the brothers are dead.
O, her iki bacağından felçlidir.
 - She is paralyzed in both legs.
Hem Tom hem de Mary aynı zamanda konuşmaya başladı.
 - Tom and Mary both started talking at the same time.
Sadece siz değil aynı zamanda ben de suçlanmalıyım.
 - We are both to blame.
Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler.
 - Both of my parents were brought up in the country.
Ebeveynlerimin her ikisi de şu an evdeler.
 - Both my parents are at home now.