English - Turkish
Definition of the intended passage of voyage, such as a boat, ship, airplane, spaceship, etc in English Turkish dictionary
- course
- saha
Golf sahası tamamen ıssız, bir tek kişi yok!
-The golf course is completely deserted, there is not a single person!
Golf sahaları su kirliliğinin başlıca sebeplerinden biridir.
-Golf courses are a major cause of water pollution.
- course
- {f} dökülmek
- course
- (Havacılık) tasarlanmış iz
- course
- kap
Geminin kaptanı rota değiştirmeye karar verdi.
-The captain of the ship decided to change course.
- course
- köpekle kovalamak
- course
- av peşinden koşmak
- course
- mecra
- course
- davranış biçimi
- course
- pist
- course
- yemeğin bölümlerinden biri
- course
- tahsil
- course
- {f} av sürmek
- course
- {f} koşmak
- course
- (isim) yön, gidişat, tabak, akış, seyir, süreç; pist, rota; dizi, sıralama, kur
- course
- {f} koşturmak
- course
- seri
- course
- yemeğ
Ana yemeğimiz için balık yiyoruz.
-We are having fish for our main course.
- course
- eylem biçimi
- course
- tahsil/kurs/alan/akış/yön
Related Terms
English - English
Definition of the intended passage of voyage, such as a boat, ship, airplane, spaceship, etc in English English dictionary
- course
A course was plotted to traverse the ocean.
the intended passage of voyage, such as a boat, ship, airplane, spaceship, etc
Hyphenation
the in·tend·ed pas·sage of voyage, such as a boat, ship, airplane, spaceship, etcPronunciation
Resimler
History
Favorites