the dead.

listen to the pronunciation of the dead.
English - Turkish

Definition of the dead. in English Turkish dictionary

fallen
düşen

Yol düşen kayalar tarafından bloke edildi. - The road was blocked by fallen rocks.

Düşen bir ağaç tarafından hareketsiz kaldı. - He was pinned down by a fallen tree.

fallen
düşmüş

Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı. - A fallen rock barred his way.

Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı. - A fallen tree blocked the path.

fallen
fethedilmiş
fallen
şehit
fallen
düşkün
fallen
{f} düş

Benim tatil planı suya düştü. - My holiday plan has fallen through.

Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı. - A fallen rock barred his way.

fallen
günahkâr
the dead
ölüler

Savaşın sonunu yalnızca ölüler görür. - Only the dead have seen the end of war.

Ölüler dans etmedi. Onların ondan daha iyi yapacak bir şeyleri vardı. - The dead did not dance. They had something better to do than that.

fallen
sırılsıklam aşık olmak
the dead
ölü

Aslan ölü zürafanın etini kopardı. - The lion ripped the flesh from the dead giraffe.

O, ölü bedeni görünce korktu. - She was scared at the sight of the dead body.

the departed
yola
fallen
{s} yeryüzüne inmiş
fallen
{s} kötü yola düşmüş
fallen
{s} ele geçirilmiş
fallen
{s} düşük
fallen
f., bak. fall
fallen
fall düş
fallen
{s} şehit düşmüş
the dead
ölmüşler
the dead.

    Hyphenation

    the dead

    Videos

    ... ( lisping ) DEAD BODY OUT OF HERE ...
    ... security model, then we are all dead meat. Self-driving cars must be conservative in ...
Favorites