Biz palmiye şarabı üretiyoruz.
 - We produce palm wine.
Bir palmiye ağacına tırmanıyorum.
 - I am climbing a palm tree.
Tom avuç içini okuttu.
 - Tom had his palm read.
Ellerimin avuç içlerini dizlerimi bükmeden yere değdirebilirim.
 - I can place the palms of my hands on the floor without bending my knees.
Tom'un avuçları terliydi.
 - Tom's palms were sweaty.