the color of powder left by a mineral on a hard, porcelain object that is white

English - Turkish

Definition of the color of powder left by a mineral on a hard, porcelain object that is white in English Turkish dictionary
streak: (isim) ışın, şimşek, düzensiz çizgi, damar (ağaç vb.), iz, meç (saç), belirti, kısa süre
streak: huy
streak: {i} belirti
streak: çizgili
streak: meç
streak: rüzgar gibi geçmek
streak: hızla gitmek
streak: {f} yol yol boya
streak: yol yol yapmak
streak: çizgileşmek
streak: {f} hızlı gitmek
streak: {f} acele etmek
streak: {i} damar (ağaç vb.)
streak: {i} ışın
streak: çevresinden farklı renkte olan ince çizgi: Her hair has streaks of gray in it. Saçında gri çizgiler var. It made a streak of light in
streak: çok
streak: (fiil) çizgi çizgi boyamak, acele etmek, hızlı gitmek, çırılçıplak geçmek
streak: hızla geçmek
streak: {i} şimşek

English - English

Definition of the color of powder left by a mineral on a hard, porcelain object that is white in English English dictionary: streak

the color of powder left by a mineral on a hard, porcelain object that is white

Hyphenation

the col·or of pow·der left by a min·er·al on a hard, porce·lain ob·ject that I·s White

History

Favorites