Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the act or result of breaking down, as of a carriage; downfall

listen to the pronunciation of the act or result of breaking down, as of a carriage; downfall
English - Turkish

Definition of the act or result of breaking down, as of a carriage; downfall in English Turkish dictionary

breakdown
(Nükleer Bilimler) kırılım
breakdown
(deyim) bozulma (makina);asap bozulması
breakdown
parçalanmak
breakdown
(Askeri,Ticaret) dağılım
breakdown
(Bilgisayar) duraksatma
breakdown
(Gıda) kırılma
breakdown
tahlil
breakdown
(Ticaret) müfredat
breakdown
çürümek
breakdown
(İnşaat) atlama
breakdown
durma

1679'da, o bir sinir krizi geçirdikten sonra Newton'un işi durma noktasına geldi. - In 1679, Newton's work came to standstill after he suffered a nervous breakdown.

breakdown
(sinirsel) bozukluk
breakdown
inceleme
breakdown
arıza

Arabamızda bir arıza olduğu için geç kaldık. - We are late because our car had a breakdown.

Bir arıza mı yaşıyorsunuz? - Are you having a breakdown?

breakdown
{i} çöküntü

Tom'un sinirsel çöküntüsü vardı. - Tom had a mental breakdown.

breakdown
{i} ayrıntılı hesap
breakdown
{i} bozulma

Sanırım görüşmenin bozulması için kısmen suçlanacaksın. - I think you're partly to blame for the negotiation breakdown.

Müzakerelerde bir bozulma savaş anlamına gelecektir. - A breakdown in the negotiations will mean war.

breakdown
inceleme/bozukluk/arıza
English - English
breakdown
the act or result of breaking down, as of a carriage; downfall
Favorites