O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
 - That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
Kullanılmış bir araba almam çok zor.
 - I cannot afford buying a used car.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
 - Windows is the most used operating system in the world.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
 - Na'vi language is used in Avatar.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
 - Is eating fish as healthy now as it used to be?
Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
 - Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
Yalnız yaşamaya alışkın.
 - She is used to living alone.
Erken kalkmaya alışkınım.
 - I'm used to keeping early hours.
Çin lahanası, Çin mutfağında kullanılan bir sebzedir.
 - Bok choy is a vegetable used in Chinese cooking.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
 - It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler.
 - Soccer is more popular in Japan than it used to be.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
 - Is eating fish as healthy now as it used to be?
Tom eskiden olduğu kadar utangaç değil.
 - Tom isn't as heavy as he used to be.
Tom eskiden olduğu kadar zengin değil.
 - Tom isn't as rich as he used to be.
Tom bir özel eğitim öğretmeni idi.
 - Tom used to be a special education teacher.
Biz eskiden komşu idik.
 - We used to be neighbours.
Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
 - Tom isn't used to walking barefooted.
Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.
 - Mr Kaifu is used to making speeches in public.
The ground was littered with used syringes left behind by drug abusers.