telefonlu

listen to the pronunciation of telefonlu
Turkish - English

Definition of telefonlu in Turkish English dictionary

telefon
{i} telephone

Where is the nearest telephone? - En yakın telefon nerede?

He asked for my permission to use the telephone. - Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.

telefon
blower
telefon
phone

Does she know your phone number? - Telefon numaranı biliyor mu?

She wanted my permission to use the phone. - Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.

telefon
call

My boss called me down for making private calls on the office phone. - Patronum ofis telefonundan özel görüşme yaptığım için beni azarladı.

I need to make a telephone call. - Benim bir telefon konuşması yapmam gerekiyor.

telefon
(Bilgisayar) name on
telefon
(Bilgisayar) telephony
telefon
dial phone
telefon
telephoned

Paul telephoned just now. - Paul az önce telefon etti.

I was leaving home when Tom telephoned me. - Tom bana telefon ettiğinde evden ayrılıyordum.

telefon
telephone call, phone call
telefon
telephone, phone
telefon
telephone, phone; call, telephone call, phone call
Turkish - Turkish

Definition of telefonlu in Turkish Turkish dictionary

telefon
Konuşmaları ileten ve yansıtan elektrik tesisatının bütünü
telefon
Birbirinden uzakta bulunan iki kişinin konuşmasını sağlayan cihaz
telefon
Belirli bir uzaklıktaki konuşmaları ileten ve yansıtan elektrik tesisatının bütünü