Turkish - English
Definition of tarayıcı (m) in Turkish English dictionary
- mayın tarayıcı
- sweeper
- tarayıcı
- scanner
Tom, would you show Mary how to use the scanner?
-Tom, Mary'ye tarayıcıyı nasıl kullanacağını gösterir misin?
Full body scanners were installed at the airport.
-Havaalanına tam beden tarayıcıları kuruldu.
- tarayıcı
- scanning; scanner
- internet tarayıcı
- internet browser
- bilinmeyen tarayıcı
- (Bilgisayar) unknown scanner
- disk tarayıcı
- disk scanner
- görüntü tarayıcı
- image dissector
- keten tarağıyla tarayıcı
- hackler
- kızıl ötesi tarayıcı
- (Askeri) infra-red line scanning device
- nesne tarayıcı
- (Bilgisayar) object browser
- optik tarayıcı
- optical scanner
- optik tarayıcı
- optical viewfinder
- tarayıcı
- comp. scanner, optical scanner; optical character reader
- tarayıcı
- sweep
- tarayıcı benek
- scanning spot
- tarayıcı demet
- scanning beam
- tarayıcı tüp
- dissector tube
- çıkarma gemisi,tank; lazer nokta tarayıcı; tank çıkarma gemisi
- (Askeri) landing ship,tank; laser spot tracker; tank landing ship
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of tarayıcı (m) in Turkish Turkish dictionary
- TARAYICI
- Kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri tanıyıp bilgisayar ortamına aktaran araç
- tarayıcı
- (Teknoloji) web tarayıcı yada internet tarayıcı olarak da anılır. İngilizcesi internet browser yada web browser. İnternette dolaşmayı ve internet siterine erişmeyi sağlayan program. En popüler tarayıcılar: İnternet Explorer, Firefox, Opera, Safari ve Google Chrome
Bugün seslisözlükte kelime dinlemek istediğimde tarayıcımın FLASH eklentisi olması gerektiği mesajını aldım.
- TARAYICI
- Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçiren veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit eden kimse
- tarayıcı
- Kâğıt üzerindeki simgeleri (resim, yazı vb.ni) tanıyıp bilgisayar ortamına aktaran araç
Related Terms
tarayıcı (m)
Hyphenation
ta·ra·yı·cı (m)Resimler
History
Favorites