I have a wooden comb.
- Benim bir tahta tarağım var.
That toy is made out of wood.
- O oyuncak tahtadan yapılmış.
He carved me a wooden doll.
- Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.
I'd like to buy a wooden spoon.
- Ben bir tahta kaşık almak istiyorum.
He drove a nail into the board.
- O, tahtaya bir çivi çaktı.
The fisherman saved himself by means of a floating board.
- Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.
Blackboards are not always black.
- Yazı Tahtaları her zaman siyah değildir.
Ann wrote something on the blackboard.
- Ann tahtaya bir şeyler yazdı.
Tom is boarding up the windows.
- Tom pencereleri tahta çakarak kapatıyor.
Stick a notice on the board.
- Tahtaya bir not yapıştır.