tırmanan

listen to the pronunciation of tırmanan
Turkish - English
soaring
climbing

I saw some monkeys climbing the tree. - Ağaca tırmanan bazı maymunlar gördüm.

tırman
shin
tırman
{f} climbing

Children like climbing trees. - Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.

Tom tried climbing the tall tree. - Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.

tırman
clamber
tırman
{f} scaled

I scaled Mt. Fuji three times. - Ben Fuji dağına üç kez tırmandım.

tırman
climb

We'd like to climb that mountain. - Şu dağa tırmanmak istiyoruz.

A bear can climb a tree. - Bir ayı ağaca tırmanabilir.

tepe tırmanan
hill climbing
tırman
shinny