Fazilet onun kendi mükafatıdır.
 - Virtue is its own reward.
Sabır, gücümün yetmediği bir meziyettir.
 - Patience is a virtue that I can't afford.
Onun planının hem erdemleri hem de yükümlülükleri vardır.
 - His plan has both virtues and liabilities.
Bugünlerde sabır nadir bir erdemdir.
 - Patience is a rare virtue these days.
Leyla'nın namusu ele geçirilemezdi.
 - Layla's virtue was impregnable.
Leyla namusunu kaybetti.
 - Layla lost her virtue.
O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.
 - She became rich by virtue of hard work and good business sense.