Biz hangi programın açık olduğuna bakmaksızın televizyon izlemeye eğilimliyiz.
 - We are apt to watch television, irrespective of what program is on.
Tom sizin için dikkat etmemi istedi.
 - Tom told me to watch out for you.
Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?
 - Do we need to watch out for tigers around here?
O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
 - She was watching the film with her eyes red in tears.
Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
 - One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
 - My father usually watches television after dinner.
Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler!
 - In Soviet Russia, television watches the audience!