statüye

listen to the pronunciation of statüye
Turkish - English

Definition of statüye in Turkish English dictionary

statü
status

Do you know his status in the company? - Onun şirketteki statüsünü biliyor musun?

An expensive car is a status symbol. - Pahalı bir araba bir statü sembolüdür.

statü
statute
statü
(Askeri) statüs
statü
covenant
statü
standing
statü
social status
statü
{i} place
statü
statute, regulation
statü
position
uluslar arası statüye konulmuş ülkeler
(Hukuk) internationalised territories
Turkish - Turkish

Definition of statüye in Turkish Turkish dictionary

STATÜ
(Hukuk) Yapı
Statü
tüzük
statü
Heykel
statü
Heykel: "Köyün evlerinin toprağından yapılmış, canlı, ilkel bir statü düşündüm."- H. E. Adıvar
statü
Bir topluluk veya bir toplum içinde bir kimsenin durumu veya kazandığı saygınlık
statü
Bir topluluk içinde bir kimsenin durumu ya da kazandığı saygınlık
statü
Kadro bakımından bağlı olduğu durum, pozisyon: "Kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri siyasi partilere giremezler."- Anayasa
statü
Kadro bakımından bağlı olduğu durum, pozisyon
statü
Durum, pozisyon