standbild

listen to the pronunciation of standbild
English - Turkish

Definition of standbild in English Turkish dictionary

statue
{i} heykel

Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor. - In the center of the university campus stands the statue of the founder.

Bronz heykel uzaktan oldukça güzel görünüyor. - The bronze statue looks quite nice from a distance.

freeze frame
(Sinema) dondurulmuş görüntü
freeze frame
(Sinema) sabitleşmiş kare
still image
(Bilgisayar) hareketsiz görüntü
statue
yontu

Onlar mermerden bir heykel yontuyorlar. - They are chiseling a statue out of marble.

tableau
keste
freeze frame
sabitlesmis kare, dondurulmuş görüntü
tableau
Tablo, düz, sağlam ve taşınabilir bir altlık üzerine yapılmış resim. Uygulanan tekniğe göre suluboya, yağlıboya, ya da çeşitli sentetik boyalar kullanılır. Altlık ya özel olarak hazırlanmış bir tahta ya da kasnağa gerilmiş bir tuvaldir. Bakır, arduvaz vb. metallerden yapılmış altlıklar da vardır. Oldukça değişik boyutta olan tablolar tarih, savaş tabloları, portre, manzara, natürmort vb. diye konulara göre sınıflandırılır
statue
heykel statuette ufak heykel
statue
(isim) heykel, statü, yontu
still image
duruk imge
tableau
{i} görülmeye değer sahne
tableau
{i} resim
tableau
{i} tablo
tableau
{i} grafik
German - English
fixed-image
freeze image
still image
tableau
statue

This statue was erected ten years ago. - Dieses Standbild wurde vor zehn Jahren errichtet.

The statue is missing its head. - Dem Standbild fehlt der Kopf.

freeze frame
Standbild (Film, TV)
freeze frame
Standbild (Film, TV)
still image
Cinemagramm (Standbild mit einer sich wiederholenden Minimalbewegung)
cliplet
Cinemagramm (Standbild mit einer sich wiederholenden Minimalbewegung)
cinemagraph
ein Standbild bauen
to form a tableau