Muhabir: Bana bir örnek verebilir misin?
- Reporter: Can you give me an example?
O kızdığı zaman bir kaplandır sözü metafora bir örnektir.
- He's a tiger when he's angry is an example of metaphor.
Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü.
- Then little Gerda wept hot tears, which fell on his breast, and penetrated into his heart, and thawed the lump of ice, and washed away the little piece of glass which had stuck there.
Ona kafası kadar büyük gümüş bir parça verdi.
- He gave him a lump of silver as big as his head.
Bir misal verebilir misin?
- Can you give an example?
Bana bir misal verebilir misiniz?
- Can you give me an example?
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
Mesela, bu bir kalem.
- For example, this is a pen.
Mesela, bu bir aşk şarkısı.
- For example, this is a love song.
Bir küp şeker, lütfen.
- One lump of sugar, please.
Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
- I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.