Turkish - English
Definition of sporcular in Turkish English dictionary
- sporcu
- athlete
The food athletes eat is just as important as what kind of exercises they do.
-Sporcuların yedikleri yiyecek tam olarak ne tür egzersizleri yaptıkları kadar önemlidir.
I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all.
-Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.
- Sporcu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) sportsperson
- sporcu
- sportive
- sporcu
- athletic
- sporcu
- player
- sporcu
- sportsman
He looks like a sportsman, but he is a writer.
-O bir sporcu gibi görünüyor, ama bir yazar.
An able sportsman should be brave.
-Yetenekli bir sporcu cesur olmalı.
- sporcu
- sportman
- sporcu
- sporting
- sporcu
- sportsmen
- sporcu
- sportsman, athlete, player
- sporcu
- sportsman, gentlemanly player
- sporcu
- sportsmanlike, gentlemanly
- sporcu
- professional athlete; person who engages in sports
- sporcu
- (person) who engages in sports; athletic
- sporcu
- sportswoman
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of sporcular in Turkish Turkish dictionary
- Sporcu
- sportmen
- sporcu
- Sporla uğraşan kimse: "Devlet başarılı sporcuyu korur."- Anayasa
- sporcu
- Sporla uğraşan (kimse)
Related Terms
sporcular
Hyphenation
spor·cu·larResimler
History
Favorites