spieß

listen to the pronunciation of spieß
English - Turkish

Definition of spieß in English Turkish dictionary

pick
devşirmek
pick
(Spor) perdeleme
first sergeant
kıdemli başçavuş
pick
seçim
pick
ayıklamak
pick
sıyırmak
pick
topla

Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum. - I should like to see the trees from which you picked these apples.

Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek. - They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting.

first sergeant
BÖLÜK BAŞÇAVUŞU: Bir bölük, batarya veya benzeri bir birlikte en yüksek rütbeli astsubay. Bu bir rütbe olmayıp, astsubayın yaptığı vazifeden dolayı verilen bir unvandır. Bunu normal bir rütbe olan "master sergeant" ile karıştırmamalıdır
pick
(Tekstil) Dokuma kumaştaki tek bir atkı ipliği
brochette
(Gıda) küçük kebap şişi
first sergeant
(Askeri) BÖLÜK BAŞÇAVUŞU: Bir bölük, batarya veya benzeri bir birlikte en yüksek rütbeli astsubay. Bu bir rütbe olmayıp, astsubayın yaptığı vazifeden dolayı verilen bir unvandır. Bunu normal bir rütbe olan "master sergeant" ile karıştırmamalıdır
first sergeant
başçavuş
pick
sivri bir aletle kazmak
pick
karıştırmak
pick
(fiil) toplamak, koparmak, yolmak, ayıklamak, didiklemek, karıştırmak (burun), kemirmek, seçip almak, seçmek, küçük küçük yemek, gagası ile toplamak, delmek, kazmak, çapalamak, sivri bir şeyle açmak (kilit vb.), yankesicilik yapmak, çekiştirmek
pick
(Tekstil) temizlemek, ayıklamak
pick
{f} küçük küçük yemek
pick
seçme hakkı veya fırsatı
pick
{f} seçip almak
pick
{i} seçenek