O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi.
 - She had no difficulty in learning the poem by heart.
Yaşlı kadın merdivenleri güçlükle tırmandı.
 - The old woman climbed the stairs with difficulty.
İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
 - I had great difficulty in finding my ticket at the station.
Ben sınavı zorlukla geçtim.
 - I passed the examination with difficulty.
Derdimi Fransızca anlatmada sorun yaşadım.
 - I had difficulty in making myself understood in French.
Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz.
 - We can get over the problem without difficulty.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
 - Are you in any difficulty?
Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım.
 - When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.