Tom bir FBI muhbiridir.
- Tom is an FBI informant.
Tom FBI için bir muhbir.
- Tom is an informant for the FBI.
O, ışığa sadece bir tanık gibi geldi.
- He came only as a witness to the light.
O, onun öldürülüşüne tanıklık etti.
- She witnessed him being killed.
Esperantistlerin ve Yehova Şahitlerinin yaklaşımları arasındaki herhangi bir farklılık görmüyorum.
- I don't see any differences between the approaches of Esperantists and of Jehovah's Witnesses.
Tom geride hiç şahit bırakmadı.
- Tom left no witnesses behind.
İspiyoncu hakkında herhangi bir bilgi ifşa edemem.
- I cannot disclose any information about the informant.