Tom Mary'nin başkası ile görüştüğünü bilmiyordu.
- Tom didn't know Mary was seeing someone else.
İşi o kabul etmezse, başkası eder.
- If he doesn't accept the job, someone else will.
Hıncını bir başkasından çıkar, olur mu?
- Vent your anger on someone else, will you?
Sami, Leyla'yı yatakta bir başkasıyla buldu.
- Sami found Layla in bed with someone else.