Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı.
 - She pressed her lips firmly together.
O kolunu sıkıca kavradı.
 - He clutched her arm firmly.
Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var.
 - There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
Şirket ile yakından ilişkilidir.
 - She is closely associated with the firm.
O kolunu sıkıca kavradı.
 - He clutched her arm firmly.
İpe sıkıca tutunarak karaya güvenli bir şekilde geldim.
 - Holding on to the rope firmly, I came safely to land.
İlk kez, onunla pek sıkı değildi.
 - The first time, she wasn't very firm with him.
Anne kararlı bir şekilde Gilbert Blythe'ı asla affetmeyeceğim dedi.
 - I shall never forgive Gilbert Blythe, said Anne firmly.
Ben buna kesin bir biçimde karşıyım.
 - I'm firmly opposed to this.
Jefferson eğitimin değerine kesin olarak inanıyordu.
 - Jefferson believed firmly in the value of education.