Definition of sinirli sinirli in Turkish English dictionary
- sinirli sinirli oynamak
- fidget with
- sinirli
- irritable
Forgive me! I'm tired and irritable.
-Beni affet! Ben yorgunum ve sinirliyim.
- sinirli
- fuming
- sinirli bakmak
- scowl
- sinirli olarak
- nervously
He laughed nervously.
-O sinirli olarak güldü.
Mary chewed on her nails nervously.
-Mary sinirli olarak tırnaklarını çiğnedi.
- sinirli
- cranky
- sinirli
- in suspense
- sinirli
- exercised
- sinirli
- quick-tempered
- sinirli
- restive
- sinirli
- annoyed
- sinirli
- nettlesome
- sinirli
- fractious
- sinirli
- wrought
- sinirli
- frustrated
- sinirli
- (deyim) hot blood
- sinirli
- edge
- sinirli
- pettish
- sinirli
- overstrung
- sinirli
- temperamental
- sinirli
- peckish
- sinirli
- peppery
- sinirli
- (Konuşma Dili) like a bear with a sore head
- sinirli
- techy
- sinirli
- short-tempered
- sinirli
- hot-headed
- sinirli
- jumpy
- sinirli
- tetchy
- sinirli
- (Konuşma Dili) in a bad temper
- sinirli
- highly strung
- sinirli
- angrier
- sinirli
- (Argo) het up
- sinirli kimse
- (Argo) wuss
- sinirli olarak
- (Konuşma Dili) in a bad temper
- sinirli olmak
- get the jitters
- sinirli olmak
- be upset
- sinirli
- peeved
Tom is really peeved.
-Tom gerçekten sinirli.
- sinirli
- nervous
A nervous person will not be fit for this job.
-Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
Tom looks like a nervous wreck.
-Tom çok sinirli gibi görünüyor.
- sinirli
- bristly
- sinirli
- sinewy
- sinirli
- angry, in a temper; heated, irate
- sinirli
- (et) sinewy; (kişi) quick-tempered, hot-blooded, testy, surly, peppery, irritable, easily angered, cross, prickly, irascible
- sinirli
- in a pet
- sinirli
- upset
Why is Layla so upset?
-Leyla neden bu kadar sinirli?
Tom didn't seem too upset.
-Tom çok sinirli görünmüyordu.
- sinirli
- choleric
- sinirli
- on edge
- sinirli
- edgy
- sinirli
- full of sinews, sinewy, tendinous
- sinirli
- quick to anger, quick-tempered
- sinirli
- apoplectical
- sinirli
- ill-conditioned
- sinirli
- apoplectic
- sinirli
- tense and irritable, edgy, nervous
- sinirli
- ratty
- sinirli
- huffish
- sinirli
- nervy
- sinirli
- irate
- sinirli
- high-strung
- sinirli
- pissed off [sl.]
- sinirli
- out of humor
- sinirli
- ireful
- sinirli
- mad
Tom is mad at me and I can't say I blame him.
-Tom bana sinirli ama onu suçladığımı söyleyemem.
It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
-Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
- sinirli
- huffy
- sinirli
- hot-blooded
- sinirli
- (et) sinewed
- sinirli
- liverish
- sinirli
- hot headed
- sinirli
- discomposedly
- sinirli (et)
- sinewy
- sinirli bakan
- scowler
- sinirli olduğunuzu biliyorum
- I know you're upset
- sinirli olmak
- be hyped up
- sinirli olmak
- have the jitters
- sinirli olmak
- be nervous
- sinirli ruh hali
- frayed temper
- sinirli tip
- hothead
- su sinirli otu
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: suotugiller,riclülvezziye) common waterplantain
- çok sinirli
- high-strung
- çok sinirli
- highly strung
Related Terms
Definition of sinirli sinirli in Turkish Turkish dictionary
- sinirli
- Kolayca ve çabuk sinirlenen, asabi: "İskele memuru, zayıf, kuru, sinirli bir adamdı."- S. F. Abasıyanık
- sinirli
- İçinde sinir bulunan
- sinirli
- Kolayca ve çabuk sinirlenen, asabi