Ben azıcık şaşırmadım.
 - I'm not surprised one bit.
O beni azıcık korkutmuyor.
 - That doesn't scare me one bit.
Tom şapkasındaki bir parça kiri fırçaladı.
 - Tom brushed a bit of dirt off of his hat.
Aşk bir oyun değildir, bu nedenle sadece en iyi parçaları seçemezsiniz!
 - Love isn't a game, so you can't just cherry pick the best bits!
Bu gece uçuş saatimiz 6 saatin altında olacak, ancak bazı şeyleri biraz hızlandırabilip hızlandıramayacağımızı göreceğiz.
 - Our flying time tonight will be just under 6 hours, but I'll see if I can speed things up a bit.