Definition of si̇s in English Turkish dictionary
- sis
- {i} abla
Ablam her gün koşuya gider.
-My older sister goes jogging every day.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
-She is not my mother but my oldest sister.
- sis
- kız kardeş
Kız kardeşim şekerleri sever.
-My sister likes sweets.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
-He introduced his sister to me.
- sis
- {i} kızkardeş
O gerçekten Tom'un kızkardeşi mi?
-Is that really Tom's sister?
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
-My sister is suffering from a bad cold now.
- sis
- i., k.dili. kızkardeş
Related Terms
Definition of si̇s in Turkish Turkish dictionary
- sis
- Kalın su buğusu
- sis
- Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su veya buhar tanelerinden oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman: "Kalkuta'yı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor."- R. H. Karay
- sis
- Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su veya buhar tanelerinden oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman
- sis
- Tevfik Fikret 'in, istanbul'a lanetler yağdırdığı ünlü şiiri
- sis bombası
- Sis oluşturmak için kullanılan bomba
- sis farı
- Otomobillerde sisli havalarda görüş mesafesini açan lamba
- sis perdesi
- Ordunun hareketlerini düşmandan saklamak için istenilen bir yerde oluşturulan perde görünümünde sis
- sis perdesi
- Herhangi bir olayın gizli ve karanlık olduğunu belirtmek için kullanılır
- TE'SİS
- (Osmanlı Dönemi) Esas koymakla sâbit, sağlam ve kararlı kılmak
- TE'SİS
- (Osmanlı Dönemi) Kurma, temelleştirme, esaslar koyma
Related Terms
Definition of si̇s in English English dictionary
- sis
- Shortened form of sister
- sis
- {i} sister, female sibling (Informal)
- sis
- Six
- sis
- Student Information System
- sis
- Shuttle Imaging Spectrometer
- sis
- a female person who has the same parents as another person; "my sister married a musician"
- sis
- Secret Intelligence Service, British Foreign Intelligence Service
- sis
- Single conductor with synthetic thermosetting insulation of a heat resistant, moisture resistant, flame retarding grade Also made with chemically cross-linked polyethylene insulation Used for switchboard wiring only, 90°C
- sis
- Standard Interface Specification
- sis
- Superannuation Industry (Supervision) Act 1993 This is now the governing legislation for superannuation funds, approved deposit funds (ADFs) and pooled superannuation trusts The trustees of these entities must comply with SIS in order for the funds to be concessionally taxed
- sis
- Sister. a name used when speaking to your sister (sister)
- sis
- Systems Integration Services - in the Bureau of Information Technology Services (BITS), Administrative Services Division - Responsible for coordination between customers and BITS sections and project management
- sis
- Student Information System See Banner
- sis
- A colloquial abbreviation of Sister
- sis
- Senior Intelligence Service of the CIA, which assigns the executive ranks equivalent to a general in the military So an SIS-1 is equal to a one-star general
- sis
- Superannuation Industry (Supervision) Act, 1994 This is the act which regulates superannuation funds It prescribes prudential standards for trustees and establishes regulations for complying funds
- sis
- Solid State Imaging Spectrometer A type of detector on ASCA There are two SISs called SIS0 and SIS1
- sis boom bah
- an exclamation of encouragement
Bugs: Bricka bracka firecracker sis boom bah! Bugs Bunny! Bugs Bunny! RAH RAH RAH!.
Related Terms
Definition of si̇s in Turkish English dictionary
- sis
- mist
Tom disappeared into the mist.
-Tom sis içinde gözden kayboldu.
In looking through the mist, I caught a glimpse of my future.
-Sis perdesinin arasından, kendi geleceğim gözüme ilişti.
- sis
- fog
London is famous for its fog.
-Londra sisi ile ünlüdür.
The fog prevented him from seeing very far ahead.
-Sis onun çok uzağı görmesini engelledi.
- sis
- mistiness
- sis
- haziness
- sis
- fog, mist, haze
- sis
- haze
- sis lambası
- foglight
- sis lambaları
- (Biyoloji) fog lights
- sis bombası
- smoke bomb
- sis basmak
- fog
- sis basmak
- to fog
- sis basmak
- for the fog to come in
- sis başlıyor
- It's getting foggy
- sis bombası
- smoke ball
- sis düdüğü
- foghorn
- sis farı
- foglamp
- sis kaplamak
- befog
- sis kaplamak
- fog
- sis kaplamak
- mist
- sis lambası
- fog light, fog lamp
- sis lambası
- foglamp
- sis odası
- cloud chamber
- sis perdesi
- smoke screen
- sis sinyali
- detonator
- sis çanağı
- smoke pot; smudge pot
- siyah sis
- (Meteoroloji) black fog
- araç sis lambaları
- (Biyoloji) automotive fog lights
- araç sis lambaları
- (Biyoloji) automotive fog light
- arka sis lambaları
- (Biyoloji) tail fog lights
- arka sis lambası
- (Biyoloji) tail fog light
- buzlu sis
- (Askeri) town fog
- buzlu sis
- (Askeri) ice fog
- duman-sis
- (Meteoroloji) smog
- hafif sis
- (Askeri) smoke haze
- kirli sis
- (Çevre) skog
- sis
- vapour
- sis
- smog
The accident was due to the smog.
-Kaza kirli sis nedeniyle oldu.
In large cities, in London for instance, there is heavy smog.
-Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.
- sis
- fume
- ön sis lambaları
- (Biyoloji) front fog lights
- ön sis lambası
- (Biyoloji) front fog light
- sis
- fog of
- buzlu sis
- frost fog
- dumanlı sis
- smog
In large cities, in London for instance, there is heavy smog.
-Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.
- dumanlı sis ile kaplı
- smogbound
- hafif sis
- haze
- kuru sis
- (Meteoroloji) dry fog
- mekanik sis cihazı
- (Askeri) mechanical smoke generator
- mutedil sis
- (Meteoroloji) moderate fog
- nemli sis
- waterfog
- nemli sis
- (Meteoroloji) damp haze
- sis
- bulging
- sulu sis
- waterfog
- yapay sis
- smoke screen
- yoğun sis
- Scotch mist
- yoğun sis
- turbid fog
- yoğun sis
- pea soup [(Konuşma Dili)]
- yoğun sis
- drizzling
- yoğun sis
- misty thickness
- yoğun sis
- pea souper [(Konuşma Dili)]
- yoğun sis
- soup [(Konuşma Dili)]
- yoğun sis tabakası
- fog bank
Related Terms
Resimler
Videos
... please turn it down to study no can do sis ...