Turkish - English
Definition of si̇kke in Turkish English dictionary
- sikke
- coin
Tom found an ancient gold coin.
-Tom eski bir altın sikke buldu.
Tom found a Roman coin.
-Tom bir Roma sikkesi buldu.
- sikke
- sesterce
- sikke
- money
- sikke
- (a) coin
- sikke
- specie
- sikke
- design struck on a coin
- sikke
- tall felt hat worn by a Mevlevi dervish
- sikke üzerindeki yazı
- legend
- sikke levhası
- planchet
- sikke levhası
- planchette
- sikke vergisi
- seigniorage
- sikke yapılmamış
- uncoined
- altın sikke
- gold coin
- altın sikke sistemi
- gold species standard
- sahte sikke
- base coin
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of si̇kke in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Mevlevilerin keçe külâhlarının ismi
- (Osmanlı Dönemi) Damga. Nereye ve kime ait olduğunun bilinmesi için konulan işaret, mühür. Umumi damga
- (Osmanlı Dönemi) Düz, doğru yol
- (Osmanlı Dönemi) Dirhem
- (Osmanlı Dönemi) Basılmış madeni para
- (Osmanlı Dönemi) Para üstüne vurulan damga
- sikke
- Atları bir yere bağlamayan ucu sivri demir
- sikke
- Madenî paralara vurulan damga
- sikke
- Hayvanları bağlamak için yere çakılan demir ya da ağaç kazık
- sikke
- (Osmanlı Dönemi) imza, damga, nereye ve kime âit olduğunun bilinmesi için konulan mühür
- sikke
- Madenî para
- sikke
- Mevlevi dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külah
- sikke
- Hayvanları bağlamak için yere çakılan demir veya ağaç kazık
Related Terms
si̇kke
Hyphenation
si̇k·keResimler
History
Favorites