serinlik

listen to the pronunciation of serinlik
Turkish - English
coolness

We felt the coolness when we arrived at the river. - Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.

cool

We felt the coolness when we arrived at the river. - Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.

chilliness
the cool

We felt the coolness when we arrived at the river. - Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.

sensation of coolness, coolness
freshness
fresh
chill
coolness, chilliness, the cool
cool, coolness; chill, chilliness
serin
{s} chilly

My room is really good, though a little bit chilly. - Odam biraz serin olmasına rağmen, odam gerçekten iyidir.

The homeless sought shelter from the chilly shower. - Evsiz, serin sağanaktan korunmak için sığınak aradı.

serin
(isim) cool

Study in the cool of the morning. - Sabahın serinliğinde Çalış.

It is nice and cool here. - Burası güzel ve serin.

serinlik vermek
1. to cool (someone, something). 2. to relieve, give (someone) comfort
serin
cerin
serin
cooler

We should have gone on a cooler day. - Daha serin bir günde gitmeliydik.

After this storm it will be cooler. - Bu fırtınadan sonra hava daha serin olacak.

serin
serine
serin
cool, chilly
serin
fresh

Drink some cool freshwater. - Biraz serin tatlı su iç.

English - English
Turkish - Turkish
Serin hava: "Latif bir akşam serinliği ortalığı kaplamıştı."- M. Ş. Esendal
Serin olma durumu
Serin hava
Serin olma durumu: "Serinlik, gölgelik içinde, o kızgın yerlere hayretle bakıyorum."- R. H. Karay
serin
Az soğuk, ılık ile soğuk arası
serin
Hoşa giden, hafif bir soğukluk veren (şey)
serin
Az soğuk, ılık ile soğuk arası (hava)
serin
Hoşa giden, hafif bir soğukluk veren (şey): "... kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin."- R. H. Karay
English - Turkish

Definition of serinlik in English Turkish dictionary

serin
küçük iskete
serin
bir tür kanarya
serin
{i} ispinoz
serin
Serinus canarius
serin
{i} kanarya