The hostages will be released tomorrow.
 - Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
They were freed to work for themselves.
 - Kendileri için çalışmak üzere serbest bırakıldılar.
Lincoln agreed that all slaves should be freed.
 - Lincoln bütün kölelerin serbest bırakılmasını kabul etti.
The terrorists released the hostages.
 - Teröristler rehineleri serbest bıraktı.
Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.
 - Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
The prisoner was set free yesterday.
 - Tutuklu dün serbest bırakıldı.
I hear he was set free after doing five years in prison.
 - Onun hapiste beş yıl yattıktan sonra serbest bırakıldığını duyuyorum.
They released the prisoner.
 - Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
Iran balks at release of American woman.
 - İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.
Tom refused to let go.
 - Tom serbest bırakmayı reddetti.