Onlar ya barakada ya da mağarada.
 - They're either in the shed or in the den.
Kulübede bir tırmık bulacaksınız.
 - You'll find a rake in the shed.
Onların bir kulübesi yok.
 - They don't have a shed.
Sadece heyecan olsun diye masum kanı döktü.
 - He shed innocent blood just for kicks.
Hikayeyi dinlerken gözyaşı döktü.
 - She shed tears while listening to the story.
A tree sheds leaves in autumn.
Norveç'in çok sayıda boş sığır ahırları var.
 - Norway has many old empty cattle sheds.