Ben bu kitaba ikinci el kitap dükkanında rastladım.
 - I came across this book in a secondhand bookstore.
Tom ona ikinci el araba satın almamasını önerdi.
 - Tom advised him not to buy the secondhand car.
Onun fikrini dolaylı olarak araştırmaya başladım.
 - I tried to investigate his opinion indirectly.
Delhi belediye başkan yardımcısı dolaylı olarak rhesus maymunları tarafından öldürüldü.
 - The deputy mayor of Delhi was indirectly killed by rhesus monkeys.
secondhand-smoke inhalation.