schwierigkeit

listen to the pronunciation of schwierigkeit
German - Turkish
English - Turkish

Definition of schwierigkeit in English Turkish dictionary

difficulty
güçlük

Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian. - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.

O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi. - She had no difficulty in learning the poem by heart.

difficulty
zorluk

İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım. - I had great difficulty in finding my ticket at the station.

Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik. - We had much difficulty in finding the bus stop.

difficulty
{i} sorun

Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi. - He had no difficulty in solving the problem.

Sorunu çözmede zorluk çektim. - I had difficulty working out the problem.

arduousness
çetinlik
arduousness
güç oluş
arduousness
güçlük
arduousness
{i} ağırlık
arduousness
{i} zorluk
difficulty
{i} sıkıntı

Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste. - If you have any difficulty, ask me for help.

Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım. - When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.

difficulty
be in difficulties parasız kalmak
difficulty
{i} külfet
difficulty
güç şey
difficulty
make veya raise a difficulty güçlük çıkarmak
difficulty
{i} meşakkat
difficulty
(isim) zorluk, güçlük, engel, külfet, meşakkat, sorun; sıkıntı