schlachtfeld

listen to the pronunciation of schlachtfeld
German - Turkish
English - Turkish

Definition of schlachtfeld in English Turkish dictionary

battlefield
savaş alan

O zaman savaş alanına gitmeyi reddetseydi, hâlâ hayatta olurdu. - He would still be alive had he refused to go to the battlefield then.

Savaş alanı ölülerle ve ölenlerle doluydu. - The battlefield was full of the dead and the dying.

shamble
ayaklarını sürüyerek yürü
battlefield
savaş alanı

Savaş alanında defalarca kefeni yırttı. - He cheated death many times on the battlefield.

O zaman savaş alanına gitmeyi reddetseydi, hâlâ hayatta olurdu. - He would still be alive had he refused to go to the battlefield then.

battlefield
(isim) savaş alanı
battlefield
(Askeri) MUHAREBE MEYDANI: Bir muharebenin fiilen cereyan ettiği saha
battleground
{i} savaş alanı

Fadıl ve Leyla'nın evlilik yaşamı bir savaş alanıydı. - Fadil and Layla's married life was a battleground.

battleground
i., bak. battlefield
battleground
{i} savaş bölgesi
shamble
{f} paytak paytak yürümek
shamble
{i} badi badi yürüme
shamble
{f} ayaklarını sürüyerek yürümek
shamble
{i} paytak paytak yürüme
shamble
paytak paytak yürü
shamble
{f} ayaklarını sürterek yürümek
shamble
{i} ayaklarını sürterek yürüme
shamble
(fiil) badi badi yürümek, paytak paytak yürümek, ayaklarını sürterek yürümek
German - English
battle field
battlefield

They died on the battlefield. - Sie starben auf dem Schlachtfeld.

battleground
shamble
Das Heer musste sich vom Schlachtfeld zurückziehen.
The army was forced to retire from the battlefield