Definition of salvage! in English Turkish dictionary
- kurtarmak
- kurtarma
- damaged
- {s} hasarlı
Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
Chris'in kalbi o kadar boş ve hasarlı hissetti ki o tamir edilemedi.
- Chris' heart felt so empty and damaged that it couldn't be repaired.
- salvage
- enkaz
- salvage
- hurda
- damaged
- bozulmuş
- damaged
- zarar verilmiş
- damaged
- hasara uğramak
- salvage
- mal kurtarma
- salvage
- (Bilgisayar) kurtarılan
- salvage
- eşya kurtarmak
- salvage
- tahlisiye
- salvage
- (Kanun) kurtarma ücreti
- salvage
- (Sigorta) sovtaj
- damaged
- zarar görmüş
Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.
- I tried to repair his damaged prestige.
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
- The roof was damaged by the storm.
- salvage
- (yangından/kazadan) kurtarmak
- salvage
- kurtarma parası
- salvage
- {f} kurtar
Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.
- This table is made out of salvaged wood.
Bir Belçika mezarlığındaki korkunç helikopter kazası, kurtarıcılar şimdiden 500'den fazla ceset çıkardılar.
- Horrible helicopter accident in a Belgian cemetery, the rescuers have already salvaged more than 500 corpses.
- salvage
- (yangından/batan gemiden/vb.) mal kurtarma
- damaged
- {f} hasar ver
Rock grubu otel odasına hasar verdi.
- The rock band damaged the hotel room.
Sami, Leyla'nın itibarına hasar verdi.
- Sami damaged Layla's reputation.
- damaged
- zarar ver
Onlara zarar verildi.
- They've been damaged.
Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.
- The drought damaged all the crops there.
- salvage
- kurtarılan mal
- salvage
- deniz kazasından veya yangından kurtarılan mal
- salvage
- sigortalı eşyanın yangından kurtulması veya bunların satışıyle temin edilen gelir
- salvage
- deniz kazasından veya yangından kurtarma ücreti
- damaged
- {s} bozuk
- damaged
- {f} zarar ver: adj.zarar görm
- damaged
- {s} ezik ve çürük içinde
- damaged
- {f} hasar ver: adj.hasarlı
- damaged
- {s} mahvolmuş
- salvage
- {f} (eşya) kurtarmak
- salvage
- (Askeri) HURDA: 1. Temel malzeme muhtevası dışında bir dereceye kadar değer ifade eden fakat bir bütün olarak, herhangi bir maksatla kullanılması umudu kalmayan ve bir bütün haline getirilmek üzere onarımı veya yenileştirilmesi açıkça imkansız görülen mal. 2. Kullanılmaz kabul edilen, atılan veya terk edilen mal ve böyle bir mal içindeki malzemenin, yeniden kullanılmak, yeniden imal edilmek veya işe yarar kısımları ayırmak maksadıyla toplanması veya kurtarılması
- salvage
- {i} kurtarılan eşya
- salvage
- salvageableka zadan
- salvage
- (fiil) kurtarmak, değerlendirmek (hurda vb.)
- salvage
- {f} değerlendirmek (hurda vb.)