saksafon

listen to the pronunciation of saksafon
Turkish - English
saxophone

Tom was surprised how well Mary could play the saxophone. - Tom Mary'nin ne kadar iyi saksafon çalabildiğine şaşırdı.

Tom advertised his saxophone for sale. - Tom satılık saksafonunun tanıtımını yaptı.

sax

It's been a long time since I've heard Tom play his baritone sax. - Tom'un bariton saksafonunu çaldığını duyduğumdan beri uzun zaman oldu.

Tom advertised his saxophone for sale. - Tom satılık saksafonunun tanıtımını yaptı.

saksofon
{i} saxophone

Tom wants to buy my old saxophone that I'm not using anymore. - Tom, artık kullanmadığım eski saksofonumu satın almak istiyor.

The boy playing the saxophone is Tom. - Saksofonu çalan oğlan Tom'dur.

saksofon
saxophone, sax
saksofon
sax

Tom is my saxophone teacher. - Tom benim saksofon öğretmenim.

I think Tom paid far too much for that old saxophone. - Tom'un o eski saksofon için çok fazla ödediğini düşünüyorum.

Turkish - Turkish
Bandolarda ve caz topluluklarında kullanılan bir tür üflemeli çalgı