sömürgeleştirmek

listen to the pronunciation of sömürgeleştirmek
Turkish - English
to turn (a place) into a colony, make a colony of
{f} colonize
sömürge
(Hukuk) colony

Kenya used to be a British colony. - Kenya bir İngiliz sömürgesiydi.

The colony has not declared independence as yet. - Sömürge şimdiye kadar bağımsızlık ilan etmedi.

sömürge
{s} colonial

She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture. - Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.

Many have long suffered oppression and hardship under colonialism. - Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.

sömürge
possession
sömürge
colonially
sömürge
colony, dependency, possession; colonial müstemleke, koloni
sömürge
colony (of an imperialist power)
sömürge
plantation
sömürge
dependency
Turkish - Turkish
Sömürge durumuna getirmek, sömürge yapmak
Sömürge
koloni
Sömürge
müstemleke
sömürge
Bir devletin kendi ülkesinin sınırları dışında egemenlik kurarak yönettiği ekonomik veya siyasal çıkarlar sağladığı ülke, sömürülen ülke, müstemleke, koloni
sömürgeleştirme
Sömürgeleştirmek işi: "Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş ne de vatanlaştırmıştık."- F. R. Atay
sömürgeleştirme
Sömürgeleştirmek işi