Sami, Leyla'nın oyununda farklı roller oynadı.
- Sami played different roles in Layla's play.
Tom geleneksel cinsiyet rollerine inanır.
- Tom believes in traditional gender roles.
Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
- This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
Prenses rolünü kim oynayacak?
- Who will play the role of the princess?
Kral açıkça anayasal görevini aşmıştı.
- The king had clearly overstepped his constitutional role.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.