Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

requiring sudden action; pressing; urgent

listen to the pronunciation of requiring sudden action; pressing; urgent
English - Turkish

Definition of requiring sudden action; pressing; urgent in English Turkish dictionary

rash
{i} isilik

İsilik hiç geri gelmedi. - The rash never came back.

Onun yüzünde bir isilik ortaya çıktı. - A rash appeared on his face.

rash
vücutta meydana gelen kızıllık veya lekeler
rash
{i} kaşıntı

Elimde bir kaşıntı var. - I have a rash on my hand.

Kıçımın etrafında kaşıntı var. - I have a rash around my anus.

rash
(Tıp) Vücuda arız olan kızıllık veya leke, isilik (fazla terlemekten olabilir)
rash
(Tıp) raş
rash
gözükara
rash
aceleci
rash
atak
rash
cüretli ve düşüncesiz
rash
{s} düşüncesiz

Düşüncesiz bir şey yapmak istemiyorsun. - You don't want to do anything rash.

rash
fazla aceleci
rash
rashly cüretle
rash
{s} sabırsız
rash
düşüncesi

Düşüncesiz bir şey yapmak istemiyorsun. - You don't want to do anything rash.

rash
gözüpek
rash
atılgan
rash
telaşçı
rash
kırmızı nokta
English - English
rash
requiring sudden action; pressing; urgent
Favorites