Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

reprimand, rebuke; upbraid, berate; use loud and abusive language

listen to the pronunciation of reprimand, rebuke; upbraid, berate; use loud and abusive language
English - Turkish

Definition of reprimand, rebuke; upbraid, berate; use loud and abusive language in English Turkish dictionary

scold
{f} azarlamak

Geç kaldığı için canım onu azarlamak istemedi. - I didn't feel like scolding her for being late.

Tom Mary'yi azarlamak için kendini ikna edemedi. - Tom couldn't bring himself to scold Mary.

scold
{f} çıkışmak
scold
fırça çekmek
scold
fırça atmak
scold
darılmak
scold
çıkış yapmak
scold
azarla

O, annesi tarafından azarlandı. - He was scolded by his mother.

Babam beni iyi bir azarladıktan sonra ondan vazgeçtim. - I gave it up after my father had given me a good scolding.

scold
tanlamak
scold
{i} huysuz kadın
scold
{i} cadı kadın
scold
{f} haşlamak
scold
azarcı
scold
(isim) cadaloz, cadı kadın, huysuz kadın
scold
{f} paylamak
scold
{i} herkesi azarlayan şirret kadın
scold
tekdir etmek
scold
{f} terslemek
English - English
{f} scold
reprimand, rebuke; upbraid, berate; use loud and abusive language
Favorites