Tom Mary'yi azarlamak için kendini ikna edemedi.
 - Tom couldn't bring himself to scold Mary.
O geç kaldığında canım onu azarlamak istedi ama dilimi tuttum.
 - When she was late, I felt like scolding her, but I held my tongue.
O, annesi tarafından azarlandı.
 - He was scolded by his mother.
Babam beni iyi bir azarladıktan sonra ondan vazgeçtim.
 - I gave it up after my father had given me a good scolding.