rabiat

listen to the pronunciation of rabiat
German - Turkish
{rabi'a: t} öfkeli, tepesi atmış
öfkeden kudurmuş
English - Turkish

Definition of rabiat in English Turkish dictionary

brutal
{s} vahşi

Tom vahşice öldürüldü. - Tom was found brutally murdered.

O, karısını vahşice öldürdü. - He brutally murdered his wife.

brutal
{s} gaddar

Polisin gaddarlığı uzun süredir bir sorundur. - Police brutality has been a problem for a long time.

brutal
acımasız

Dan polis tarafından acımasızca dövüldü. - Dan was brutally beaten by the police.

Ezici bir çoğunluk acımasız cezanın kaldırılması için oy kullandı. - An overwhelming majority voted to abolish the brutal punishment.

brutal
{s} sert

İsyan çok sert bir biçimde bastırıldı. - The uprising was brutally suppressed.

Böyle sert koşullar altında hiç kimse çalışamaz. - No one can work under such brutal conditions.

furious
köpürmüş
brutal
hayvanca
brutal
insanlıktan uzak
brutal
(gerçek) acı
brutal
{s} şiddetli
brutal
{s} zalim
brutal
{s} merhametsiz
brutal
{s} kaba
brutal
{s} yabani
brutal
{s} yontulmamış
furious
{s} hiddetli
German - English
brutal
ruthless
rough
furious
raving
rabidly