Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi.
 - Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.
İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
 - He came to Tokyo in search of employment.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
 - Many men set out for the West in search of gold.
Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.
 - Many men went west in search of gold.
Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
 - I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.
Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
 - Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.