Definition of prosperously, luckily, happily in English Turkish dictionary
- successfully
- açık alınla
- successfully
- başarılı bir şekilde
Onu başarılı bir şekilde ikna ettim ve flört ettik.
-I successfully persuaded her and we went on a date.
Başarılı bir şekilde mutfakta büyük bir sıçan yakaladı.
-He's successfully caught the big rat in the kitchen.
- successfully
- başarıyla
O, sınavı başarıyla geçti.
-He successfully passed the exam.
Postanız başarıyla gönderildi.
-Your mail has been successfully sent.
- successfully
- başarılı bir biçimde
Onlar bombayı başarılı bir biçimde etkisiz hale getirdiler.
-They've defused the bomb successfully.
Tom başarılı bir biçimde tüm eyaletteki oyların yaklaşık yüzde sekseninin desteğini alacak duruma erişti.
-Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
- successfully
- başarılı biçimde
- successfully
- (zarf) başarılı olarak
- successfully
- başarılı olarak
Onlar bunu başarılı olarak yaptı.
-They did it successfully.
Tom programı başarılı olarak tamamladı.
-Tom successfully completed the program.
Related Terms
Definition of prosperously, luckily, happily in English English dictionary
- {a} successfully