Tom bunu taahhüt etti.
 - Tom has pledged to do that.
Ona olan bağlılığımı taahhüt ettim.
 - I pledged my loyalty to him.
Bunu bir daha asla yapmayacağına dair kendi kendine söz verdi.
 - She pledged herself never to do it again.
Sigara içmeyi bırakacağıma söz veriyorum.
 - I give my pledge that I will quit smoking.
Tom onu yapmayı vaat etti.
 - Tom has pledged to do that.