Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
- Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
- I postponed doing my housework for a few hours.
İhracat işi iyi yapılmıyor.
- The export business isn't doing well.
Bu senin kendi faaliyetin.
- This is your own doing.
Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.
- Today I just feel like staying at home and doing nothing.
Bu tür bir şey yapmak aptal görünmesini sağlar.
- Doing that sort of thing makes you look stupid.
Hemşireler zamanlarının çoğunu ne yaparak harcarlar?
- What do nurses spend most of their time doing?
Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin?
- What activity do you spend most of your time doing?